05 Eylül 2008
Captcha ve Kablosuz Ağlar
Rapidshare ile bu captcha sistemi yüzünden bi ara bayağı dalga geçildi..sonunda onlar da sıkıntının farkına varıp kaldırdılar ve başka önlemler aldılar...
Son zamanlarda flash ile yapılmış captcha'lara da rastgeldim. Ama bu hacker/spammer/lamer milletine güvenlik kodu modu fayda etmez. Zira gmail'in captcha'sını programlar yoluyla otomatik olarak kırıp binlerce gmail hesabı açarak bunları spam amaçlı kullanıyorlar. Takdire şayan nokta kullandıkları teknoloji...OCR (Optik Karakter Tanıma) gibi teknolojiler kullandıklarını okumuştum..
Gelelim adsl kotasını neden kontrol ettiğime ..Kablolu modemden kablosuza geçtiğim andan itibaren 4 gb'lik kotayı fazlasıyla geçmeye başladım...Kullanımımda bir değişiklik yok...Aynı süreler aynı kullanım...Başkası acaba kablosuz ağa mı giriyor deyü şifreleri değiştirdim...WEP ti WPA idi derken baktım hala kota kullanımım nerdeyse 2 katına çıkmış araştırmaya başladım nette...2006 Aralık sayısıyla BytePlus dergisi beni benden aldı...Konuları Kablosuz ağlara nasıl sızarsınız , websitelerine nasıl saldırırsınız, şifreleri nasıl çözersiniz...Sağolsunlar CD'ye de gereken programları koymuşlar ki millet güzelce birbirinin sistemine girsin/saldırsın...Dergiyi okuyunca başkasının kablosuz ağına girmenin çok da zor olmadığı görülüyor...Bu da tabi beni paranoyak :) yapınca olaya bir de MAC filtreleme kattım...Dergiyi biraz daha okuyunca gördüm ki MAC adresi de değiştirilebiliyor...Başka çözümler bulacağım. Nokta
30 Ağustos 2008
Menengiç Kahvesi

Diyarbakır'da öğretmen-asker iken izinlerimizi haftaiçi kullanıyorduk. O tek günü de yeni yerleri keşif, bol bol kebap yemek, alışveriş ve çamaşır gibi ihtiyaçları karşılayarak ve tabi ki internet cafede geçiriyorduk...Genelde farklı yerlerde yemeğe çalışıyorduk...hatta bu uğurda şehrin çıkışına doğru -Mardin yolunda- çok güzel bir kebapçı keşfetmiştik...Oraya göre lüks bu yerde kişibaşı 15 YTL'ye tıkabasa çok çeşitli şeyler yiyerek bir ziyafet çekmiştik. Hatta aynı yer İstanbul'da olsa o masadan 50-60 YTL'den aşağı çıkamayacağımızı konuştuk arkadaşlarla...
Trafiğe kapalı ve Diyarbakır 'piyasası'nın gözdesi Sanat Sokağı'nın cafelerinde tanıştık Menengiç kahvesiyle...İlk yudumda beğenmediğimi ama sonraları tadını çok sevdiğimi söyleyebilirim...Menengiç, fıstık ailesinden gelen (nasıl bir tanım bu ya :) bir bitkiymiş...İçimi oldukça hafif..Ama ilk bir kaç içişimde hafif rahatlıcı etkisi olduğunu farkettim..Belki bünye alışık olmadığı içindir...Yani klasik kahve gibi canlandırmak yerine rahatlatmıştı beni :)
Sonra tabi İstanbul'a dönerken 3 kavanoz getirmek farz oldu.. 3 kavanozu havluların ve diğer giyeceklerimin içine sarıp sarmaladım. İzolasyonun ve paketlemenin nirvanasına ulaştığımı sanıyordum ki...eve gelip çantayı açtığımda birinin kırıldığını gördüm...(Havaalanı bagajcılarına selam ederim! Yahu tamam bagajlara anne şefkati gösteremezsiniz ama o kadar korumaya alınmış bir kavanozu kırmak da özel bir efor ister:) ) tabi bizim eşyalar da bulamaç halindeydi...Evdekilerle hasret giderirken ev yoğun bir menengiç kokusuyla donandı :)
İstanbul'da birkaç yerde satıldığını biliyorum...Ama naptıysak orda içtiğim Menengiç'in kıvamını tutturamadık...araştırmalara devam..Size de tavsiye ederim
16 Ağustos 2008
CRM Dedikleri

Gelelim diğer şirkete: bizim semtte masa ve sandalye aldığımız 3 katlı binasıyla bir mobilyacı (kendileri AVM diyor :) ... onlar da şu ürünlerimizde %b indirim veya şu kampanya başladı diyen smsler gönderiyorlar her ay...kullandıkları basit bir sms gönderim programı...
Sonuç: İkisi de aynı gibi
Yorum: Deve ile pire berabere kaldı.. Aynı kefeye koymak haksızlık ama basit mantıkla sonuca bakınca bunlar çıkıyor
Dipnot: Bu sms, sesli arama gibi olaylardan çok benim gönderdiğim bir maile düzgün cevap verilseydi CRM yapıyor olurdunuz...Kısaca olmamış...Bu müşteri kaçar :)
Ah be Peppers&Rogers amcalar neler çıkardınız başımıza :)
27 Haziran 2008
Aklıma takılanlar
Nedir¿
13 Mayıs 2008
2008 Blog Konferansı


Efendim 10 Mayıs günü Galatasaray Üniversitesi'ndeki Blog Konferansı'na katıldım. 2002'den beri blog yazan - hatırladıkça yazan diyelim - ama bu dünyaya fazla bulaşmamış biri olarak sanal alemin ünlülerini görmek istedim. Önce anfide başladı olay konuşmalar sorular vs... sonra ödül töreni için altgeçitle boğaz tarafına geçildi...ödüllerin manzarası daha güzeldi...Şimdi tekrar Blog Konferansı'nı keşfetmeyelim. Ali arkadaşımız naklen yayın yapar tadında ayrıntılı herşeyi anlatmış...Gelelim benim izlenimlerime :::
- Blogküre'den uzak kaldığım için konferanstan son hafta haberim oldu..
- Beni en çok eğlendirenler Bünyamin ve Tunç Kılıç oldu :) Tunç Bey moderatörlük yaparken ufak bir stand-up show yaptı. Arada laflar gitti geldi.. Karı-koca olan bigumigu'nun sahipleri gelecek zaman kipinde projelerini anlatırken Tunç Bey lafı patlattı: Bırakın bu işleri de çocuk yapın çocuk :)
- Bünyamin konuşmasında para dedi başka bişey demedi :) Google Adsense'in başvurusunu kabul etmediğinden yakındı ve blogundan para kazanamadığını belirtti. Bu noktada muhatabı etkinliğin sponsoru Microsoft Türkiye Pazarlama Müdürü Nuri Çankaya oldu.
- Nuri Bey Microsoft'u temsil ettiği ve konferansta genelde Google ismi geçtiği için duruma biraz müdahale etti :) O dakikadan sonra Google'ın adı malum arama motoru oldu :) Zaten bu noktada bu konferansa Google'ın sponsor olması daha doğruydu...Ödül kazanan sitelerin bir kısmı -bu blogdaki gibi- Google'ın sahip olduğu blogspot üzerindeydi (Kısaca blogger >> spaces).
- Bünyamin konuşurken pek seyirciye bakmadı genelde ya moderatör Tunç Bey'e döndü ya da Nuri Çankaya'ya :)) Kendisi şu an nişanlıymış ve doğal olarak paraya ihtiyacı vardır..Allah mesut etsin diyoruz kendisini...ayrıca bol click'li bloglar
- Sponsor Coca-Cola'nın elemanları iyi çalıştılar..hatta standa yaklaşınca kutuları açıp verdiler...bi ara korktum kendi elcağızlarıyla içirecekler diye...o derece yani ;)
- Konferansa girişte tesadüfen Süleyman Bey ile tanıştım. Kendisi kültür-sanat kategorisinde 1. oldu. Daha sonra da Erhan ile tanıştım o da teknoloji kategorisinde 3. oldu. Baktım böyle olmayacak...Kimle konuşsam dereceye giriyor..Sonuçlar üzerinde bu kadar etki ediyorum...Ödül töreni biter bitmez ayrıldım...Beşiktaş'a kadar yürüdüm kafamda binbir düşünce ile
24 Ocak 2008
Derinlik Sarhoşluğu


baktı baktı...elini suya soktu..sonra bekledi hareketsizce...önceden berrak sularda derinlikleri
görebiliyor hayaller kuruyordu ..ama şimdi deniz bırakın derinlikleri, hemen yüzeyin
altında neler olduğunu bile göstermiyordu...inatçıydı sular...
kararan bulutlar yeni bir fırtınanın habercisiydi öncekini takip eden...
derken çocuk düşünmeksizin derin sulara daldı...
23 Eylül 2007
14 Eylül 2007
Dikkat inek çıkabülü

Kendimi Hindistan'da hissediyorum...31 Ekim'e kadar sürecek olan CowParade sayesinde İstanbul'da birçok yerde postmodern ineklerle karşılaşabiliyorsunuz...Oldukça eğlenceliler...Çok ilginç tipler var...Dünyanın başka şehirlerinde de gerçekleştirilmiş...ama niye konu mankenimiz inek..niye penguen değil... Yukardaki de benim çektiğim lombak inek
Secret

Bir Secret'tır gitti...sonunda rüzgarı dindi..İlk olarak askerdeyken gördüm...Arkadaş herkes bunu okuyormuş dedi..İçerikten çok pazarlama başarısı...marketlerde bile satılıyordu..Kişisel gelişim eğitimleri konusunda çalışmış biri olarak okumasam olmazdı...fakat bitiremedim..hep aynı şeyi defalarca tekrar ediyor...başkalarına aynı şeyi söyletiyor..
benim 1 sayfada söyleyeceğim şey için bir kitap yazılmış!
Kısaca ne istiyorsan onu düşün, pozitif ol diyor...izah edemediği yerler de var...kötülüklerin, belaların kaynağı da bizmişiz...neyse yine de pozitif olmak güzel...ama safiyane polyannacılık da oynamayalım..
Ece Temelkuran'ın dediklerinin çoğuna katılıyorum. Nokta
Antworks

İlginç bir uğraşı...Tembellerin masalarına güzel bir hediye olur...Belki gözlerinin önündeyken feyzalırlar.
AntWorks, 2003 yılında NASA tarafından uygulanan, böceklerin uzay yaşamını konu alan bir araştırma bünyesinde, karıncaların düşük yerçekimli ortamlarda yaşamlarını incelemek ve tünel yapma yeteneklerini 3 boyutlu olarak gözlemleyebilmek amacıyla geliştirilmiş, yeni nesil karınca barınağıdır.
Karıncaların doğal yaşamlarına, tünel açma, iş bölümü ve benzeri günlük faaliyetlerine canlı ve 3 boyutlu olarak tanık olun. Her yaştan doğa severin seveceği ve eğlenebileceği, aynı zamanda da çocukların dünya görüşlerini olumlu yönde etkileyebilecek bir üründür.
Satın almak için burası
Misinformation & Disinformation
Buraya nerden geldik dersek geçen gün işyerinde İş Zekası (Business Intelligence) ile ilgili bir röportaja cevap yazdım..Artık anlıyorum ki benim de bir BI çözümüne ihtiyacım var...Yalnız o ürünü beynime implemente etmekte sorun çıkacak gibi...hadi hayırlısı
Mis & Dis olayını esas alacaktım...az önce bahsettiğim problem hasıl oldu yine....kısaca şöyle ey vatan evladı veya global insan -kendini nasıl görüyorsan- duyduğun gördüğün herşeye inanma..ortalıkta seni yanıltmaya yönelik çok çalışma var...özellikle medyada !
22 Haziran 2007
İndirme & Kaldırma
Baykal, Uzan ve Ağar ÖSS'yi KALDIRIYOR.
Uzan ve Ağar Mazot fiyatını İNDİRİYOR..
Şu Uzan'a alışmaya başladım...kesinlikle ona oy vermeyeceğim ama eğlenceli adam...Sıfırdan bir partiyi bu noktalara getirdi özellikle PR kampanyaları sayesinde...en takdir edilecek tarafı bu...
Başkanlar ÖSS'yi kaldırıp yığılma olmadan öğrencileri mesleklere yönlendirme sözü veriyorlar...bunun yakın gelecekte gerçekleşmesini çok zor görüyorum...
Neyse gelelimbenim vaatlerime...bu seçimde aday olmasam da gönül oylarınıza talibim :) Gelecek sonuçlara göre gelecek seçimlerde adaylığımı koyarım...Sonuçta Uzan da iş dünyasından siyaset tecrübesi olmadan atılmadı mı bu işlere...
* Mazot fiyatları önce 0.9 YTL olacak (Uzan 1 YTL demişti) ve kademeli olarak her ay 0.1 YTL azalacak. 9 ay sonunda mazot BEDAVA olacak. 10. aydan itibaren devlet üste para verecek. Yani 1 litre mazot alana 0.1 YTL verilecek (Finansmanını düşünmeyin hepsini cepten ödeyeceğim. IMF ile işim olmaz)
* ÖSS tarih olacak. Hatta ÖSS kelimesini google arşivinden bile sileceğim. Bundan sonraki nesiller ÖSS nedir bilmeyecek. Tüm Üniversitelerin ismini Boğaziçi yapacağım. Böylece herkes Boğaziçi mezunu olacak.
Ooo güzel işmiş bu...bir başlayınca insan kendini tutamıyor...
* İstanbul'a kutuplardan buz kütlesi taşıyacağım..Öyle ki bu sular herkesin bahçesine havuz yapmasını sağlayacak.
Oyunuza talibim
19 Haziran 2007
Geride kalanlar...

Zaman çabuk geçer dediler yola çıkarken...Herkese söylendiği gibi...Acemilik oldukça zorlu geçti. Diyarbakır'da son 70 yılın en soğuk günlerinde eğitim yaptık. Ustalıkta ise Diyarbakır Merkez'de subay yakınlarına İngilizce Öğretmeni olarak görevlendirildim ki bu da oldukça rahattı. Eğitim yok, sivil elbise var. Şimdiden ''askerden yeni dönüp saatlerce askerlik anısı anlatarak karşısındakileri boş bakmaya mahkum eden kişiler''den olmayacağım :)
Askerlik birçok açıdan yararlı bir zorunlu görev...Hatta bayanları da alsınlar, yemek ve temizlik işlerini onlara havale edelim (Egolara direk saldırı)...
Bu arada zorlu hava koşullarında (sıcakta veya soğukta) özellikle sıfır noktasında görev yapan askerlerimize sabır diliyorum...ki en çok ihtiyaçları olan şeyler sabır ve sevdikleriyle iletişime geçmek...