04 Kasım 2008

Eşekler ve Filler




Şu sıralarda eşekler ve filler tepişiyor..Sürpriz olmazsa ve geçen seçimdeki gibi 'gizli el'ler devreye girmezse ABD ilk 'çikolata renkli' başkanına sahip olacak..Merak ettiğim yeni başkan da bizimkiler gibi bir süre sonra 'enkaz devraldık' diyecek mi? Eğer işler düzelmezse bizim siyasilerden ders almasını tavsiye ederim..Nette gezinirken bu yazıya denk geldim..Bazıları bu seçimlere başka anlamlar da yüklemiş..Umarım yeni başkan bu yeni dünyada daha insancıl politikalar izler...

05 Eylül 2008

Captcha ve Kablosuz Ağlar

Captcha'lar (güvenlik kodu) birkaç yıldır spammer ve hacker'lara karşı sistemlere art arda otomatik girişler yapılmasını önlemek amacıyla kullanılıyor. Artık herkes rapidshare ile tanıştığına göre captcha'lar da herkesce bilinen bir sistem..Rapidshare bu olaydan o kadar muzdarip oldu ki sık sık captcha sistemini değiştirmek zorunda kaldı. Ben en çok kedi köpekli olanını sevdim ama çoğu zaman kedi mi köpek mi diye ayırmak zordu..Şimdi aynı zorluğu TTNet'in ADSL kotasını kontrol sayfasında çekiyorum. Burdaki sistem gayet düzgün olmasına rağmen karşıma sık sık yuvarlak bir karakter çıkıyor :) Hadi bakalım 0 (sayı) mı o (harf) mu bul..(Abartıyorum :)
Rapidshare ile bu captcha sistemi yüzünden bi ara bayağı dalga geçildi..sonunda onlar da sıkıntının farkına varıp kaldırdılar ve başka önlemler aldılar...
Son zamanlarda flash ile yapılmış captcha'lara da rastgeldim. Ama bu hacker/spammer/lamer milletine güvenlik kodu modu fayda etmez. Zira gmail'in captcha'sını programlar yoluyla otomatik olarak kırıp binlerce gmail hesabı açarak bunları spam amaçlı kullanıyorlar. Takdire şayan nokta kullandıkları teknoloji...OCR (Optik Karakter Tanıma) gibi teknolojiler kullandıklarını okumuştum..

Gelelim adsl kotasını neden kontrol ettiğime ..Kablolu modemden kablosuza geçtiğim andan itibaren 4 gb'lik kotayı fazlasıyla geçmeye başladım...Kullanımımda bir değişiklik yok...Aynı süreler aynı kullanım...Başkası acaba kablosuz ağa mı giriyor deyü şifreleri değiştirdim...WEP ti WPA idi derken baktım hala kota kullanımım nerdeyse 2 katına çıkmış araştırmaya başladım nette...2006 Aralık sayısıyla BytePlus dergisi beni benden aldı...Konuları Kablosuz ağlara nasıl sızarsınız , websitelerine nasıl saldırırsınız, şifreleri nasıl çözersiniz...Sağolsunlar CD'ye de gereken programları koymuşlar ki millet güzelce birbirinin sistemine girsin/saldırsın...Dergiyi okuyunca başkasının kablosuz ağına girmenin çok da zor olmadığı görülüyor...Bu da tabi beni paranoyak :) yapınca olaya bir de MAC filtreleme kattım...Dergiyi biraz daha okuyunca gördüm ki MAC adresi de değiştirilebiliyor...Başka çözümler bulacağım. Nokta

30 Ağustos 2008

Menengiç Kahvesi


Diyarbakır'da öğretmen-asker iken izinlerimizi haftaiçi kullanıyorduk. O tek günü de yeni yerleri keşif, bol bol kebap yemek, alışveriş ve çamaşır gibi ihtiyaçları karşılayarak ve tabi ki internet cafede geçiriyorduk...Genelde farklı yerlerde yemeğe çalışıyorduk...hatta bu uğurda şehrin çıkışına doğru -Mardin yolunda- çok güzel bir kebapçı keşfetmiştik...Oraya göre lüks bu yerde kişibaşı 15 YTL'ye tıkabasa çok çeşitli şeyler yiyerek bir ziyafet çekmiştik. Hatta aynı yer İstanbul'da olsa o masadan 50-60 YTL'den aşağı çıkamayacağımızı konuştuk arkadaşlarla...

Trafiğe kapalı ve Diyarbakır 'piyasası'nın gözdesi Sanat Sokağı'nın cafelerinde tanıştık Menengiç kahvesiyle...İlk yudumda beğenmediğimi ama sonraları tadını çok sevdiğimi söyleyebilirim...Menengiç, fıstık ailesinden gelen (nasıl bir tanım bu ya :) bir bitkiymiş...İçimi oldukça hafif..Ama ilk bir kaç içişimde hafif rahatlıcı etkisi olduğunu farkettim..Belki bünye alışık olmadığı içindir...Yani klasik kahve gibi canlandırmak yerine rahatlatmıştı beni :)
Sonra tabi İstanbul'a dönerken 3 kavanoz getirmek farz oldu.. 3 kavanozu havluların ve diğer giyeceklerimin içine sarıp sarmaladım. İzolasyonun ve paketlemenin nirvanasına ulaştığımı sanıyordum ki...eve gelip çantayı açtığımda birinin kırıldığını gördüm...(Havaalanı bagajcılarına selam ederim! Yahu tamam bagajlara anne şefkati gösteremezsiniz ama o kadar korumaya alınmış bir kavanozu kırmak da özel bir efor ister:) ) tabi bizim eşyalar da bulamaç halindeydi...Evdekilerle hasret giderirken ev yoğun bir menengiç kokusuyla donandı :)

İstanbul'da birkaç yerde satıldığını biliyorum...Ama naptıysak orda içtiğim Menengiç'in kıvamını tutturamadık...araştırmalara devam..Size de tavsiye ederim

16 Ağustos 2008

CRM Dedikleri



Daha önce de uğraşmakla birlikte özellikle son işimde CRM yazılımı ve danışmanlığı satmam nedeniyle bu işle bayağı içli dışlı oldum..Burda olayın teknik taraflarına girmeye gerek yok. 'CRM for Dummies' tadında birşeylerden bahsetmek istiyorum. Bugün çoğu firma CRM kampanyaları düzenliyor. Bazıları da sadece SMS ve mail göndererek CRM yaptığını sanıyor. Aslında temel anlamda yapıyor sayılırlar ama olaya büyük resimden bakarsak çok eksik bu çalışmalar...Bugün cep telefonuma mesaj gelince bu konuda yazmak istedim. Şu iki olayı karşılaştıralım: Bir banka var ki ayrı bir CRM departmanına sahip ve onlarca master'lı okumuş çocuklar istihdam ediyor...Yazılımlarına ve onun uyarlanmasına (implementation) yüzbinlerce $ harcamışlar...Hatta yetmemiş CRM'i de racona uygun şekilde analitik, operasyonel ve işbirlikçi (collaborative) diye ayırmışlar...Analitik kısımda milyonlarca müşteri verisini analiz edip segmentasyon yapmışlar; öte yandan çağrı merkezleri kurmuşlar/dış kaynak kullanmışlar...e-mailler göndermişler...'Retention specialist' diye allı güllü pozisyonlar açmışlar :) Toplam maliyet milyonlarca dolar....Bu olayın bugünkü sonucu : bıdı bıdı markasında %x indirim var diyen bir sms...

Gelelim diğer şirkete: bizim semtte masa ve sandalye aldığımız 3 katlı binasıyla bir mobilyacı (kendileri AVM diyor :) ... onlar da şu ürünlerimizde %b indirim veya şu kampanya başladı diyen smsler gönderiyorlar her ay...kullandıkları basit bir sms gönderim programı...

Sonuç: İkisi de aynı gibi
Yorum: Deve ile pire berabere kaldı.. Aynı kefeye koymak haksızlık ama basit mantıkla sonuca bakınca bunlar çıkıyor
Dipnot: Bu sms, sesli arama gibi olaylardan çok benim gönderdiğim bir maile düzgün cevap verilseydi CRM yapıyor olurdunuz...Kısaca olmamış...Bu müşteri kaçar :)

Ah be Peppers&Rogers amcalar neler çıkardınız başımıza :)

27 Haziran 2008

.:.:.:.:.:.

başkaları bilmez, görmez o nasıl bir duygu...

Aklıma takılanlar

5 ay önce alınmış ayakkabı o kadar kullanımdan sonra niçin bugün ayağıma vurmuştur? Zaten sıcakta kravat ızdırabı yetmemekte midir?
Nedir¿

13 Mayıs 2008

2008 Blog Konferansı




Efendim 10 Mayıs günü Galatasaray Üniversitesi'ndeki Blog Konferansı'na katıldım. 2002'den beri blog yazan - hatırladıkça yazan diyelim - ama bu dünyaya fazla bulaşmamış biri olarak sanal alemin ünlülerini görmek istedim. Önce anfide başladı olay konuşmalar sorular vs... sonra ödül töreni için altgeçitle boğaz tarafına geçildi...ödüllerin manzarası daha güzeldi...Şimdi tekrar Blog Konferansı'nı keşfetmeyelim. Ali arkadaşımız naklen yayın yapar tadında ayrıntılı herşeyi anlatmış...Gelelim benim izlenimlerime :::
  • Blogküre'den uzak kaldığım için konferanstan son hafta haberim oldu..
  • Beni en çok eğlendirenler Bünyamin ve Tunç Kılıç oldu :) Tunç Bey moderatörlük yaparken ufak bir stand-up show yaptı. Arada laflar gitti geldi.. Karı-koca olan bigumigu'nun sahipleri gelecek zaman kipinde projelerini anlatırken Tunç Bey lafı patlattı: Bırakın bu işleri de çocuk yapın çocuk :)
  • Bünyamin konuşmasında para dedi başka bişey demedi :) Google Adsense'in başvurusunu kabul etmediğinden yakındı ve blogundan para kazanamadığını belirtti. Bu noktada muhatabı etkinliğin sponsoru Microsoft Türkiye Pazarlama Müdürü Nuri Çankaya oldu.
  • Nuri Bey Microsoft'u temsil ettiği ve konferansta genelde Google ismi geçtiği için duruma biraz müdahale etti :) O dakikadan sonra Google'ın adı malum arama motoru oldu :) Zaten bu noktada bu konferansa Google'ın sponsor olması daha doğruydu...Ödül kazanan sitelerin bir kısmı -bu blogdaki gibi- Google'ın sahip olduğu blogspot üzerindeydi (Kısaca blogger >> spaces).
  • Bünyamin konuşurken pek seyirciye bakmadı genelde ya moderatör Tunç Bey'e döndü ya da Nuri Çankaya'ya :)) Kendisi şu an nişanlıymış ve doğal olarak paraya ihtiyacı vardır..Allah mesut etsin diyoruz kendisini...ayrıca bol click'li bloglar
  • Sponsor Coca-Cola'nın elemanları iyi çalıştılar..hatta standa yaklaşınca kutuları açıp verdiler...bi ara korktum kendi elcağızlarıyla içirecekler diye...o derece yani ;)
  • Konferansa girişte tesadüfen Süleyman Bey ile tanıştım. Kendisi kültür-sanat kategorisinde 1. oldu. Daha sonra da Erhan ile tanıştım o da teknoloji kategorisinde 3. oldu. Baktım böyle olmayacak...Kimle konuşsam dereceye giriyor..Sonuçlar üzerinde bu kadar etki ediyorum...Ödül töreni biter bitmez ayrıldım...Beşiktaş'a kadar yürüdüm kafamda binbir düşünce ile
Resim2 : Yukardaki foto ödül töreni sırasında rastgele çektiğim birşeydi ama daha sonra gerçeği öğrenince ben niye gitmedim dedim. Sonuçta yat benden 30-40 metre uzaktaydı ve blog dünyasından sosyete dünyasına hemen bir dikey geçiş yapabilirdim :P



24 Ocak 2008

Derinlik Sarhoşluğu


Güzel kirpikli çocuk fırtına sonrası suları hala bulanık olan denizi seyretti uzun uzun...
baktı baktı...elini suya soktu..sonra bekledi hareketsizce...önceden berrak sularda derinlikleri
görebiliyor hayaller kuruyordu ..ama şimdi deniz bırakın derinlikleri, hemen yüzeyin
altında neler olduğunu bile göstermiyordu...inatçıydı sular...
kararan bulutlar yeni bir fırtınanın habercisiydi öncekini takip eden...
derken çocuk düşünmeksizin derin sulara daldı...