29 Ekim 2006

ego tatmin merkezi ;)


bunu biliyor muydunuz : bizzat ben şahsen kendim me myself and I solda şekil IV.z'de görüldüğü üzere Türkçe ve İngilizce kitapları tersten hızlı, akıcı ve çok rahat şekilde okuyabilmekteyim..
Not: Yakında İspanyolca ve Almanca olarak ta bu özellik bana duhul olacaktır.
Marketinizden ısrarla isteyiniz...

Not2: Ayrıca süper Beden dili okurum, zaman zaman da konuşurum - canım isterse- ; zaman zaman da put gibi otururum -canım istemezse-
duyurulur.

28 Ekim 2006

SOAD

Zaman zaman System of a Down (SOAD) adlı grubu dinlerim (hala). Bu arkadaşların şarkılarının tınıları da hoşuma gider. Aniden yükselmeler, doğu tınıları vs. Ermeni asıllı olduklarını da bilirim. Amma velakin Holy Mountains şarkılarında bize resmen küfretmeleri hiç yenilir yutulur gibi değil. Olayı sözde Ermeni katliamına getirmek istemiyorum. Ayrıca futbol takımı tutarcasına siz bizi katlettiniz, hayır siz bizi ... olayı da saçmalamanın daniskası...Şahsen kendi adıma 90 sene önce neler oldu bilemem. Sadece okuduklarım duyduklarım var. Savaş ortamında her iki taraftan da ölümler olması gayet doğal. Velakin ölüm şekli önemli!Bu sitede ayrıntılı bilgi var. Fransa'nın yaptığı saçmalıktan sonra olayı tarihçilere bırakalım derim.
Gelelim SOAD'a...Holy Mountains diye sözedilen Ağrı Dağı...Şarkıda ne şeytanlığımız kalmış ne de katilliğimiz...

Can you feel their haunting presence?
Can you feel their haunting presence?

Liar, Killer, Demon
Back to the river Aras


Türkiye'de bu arkadaşların fanatikleri olduğu gibi anti-soad'cılar da mevcut.
Felsefem şudur: Popülaritelerini ve müziği kullanarak kendi düşüncelerini insanlara aşılamaya çalışmaları yanlış. Ayrıca 90 sene önce olan olayları tekrar gündeme getirerek ne isterler? Geçmişten ders alarak bugünde yaşamak ve geleceği planlamak gerekir. Devamlı geçmişte yaşamak değil...
Down sendromlu arkadaşlar 'down' oldunuz.

youtube gibi sitelerde hem soad hem de anti soad hakkında videolar mevcut. Yalnız Ermenilerin bu iş için çok çalıştığı bu sitelerde bile bariz görünüyor.

Siz onun yerine Tiny Toon eşliğinde They Might be Giants'tan İstanbul Not Constantinople 'ı seyredin. İnsanı zorla milliyetçi yapar bunlar!

17 Ekim 2006

İzmir'in kızları neden güzel ?

İzmirli kızlar gerçekten güzelse, bunun nedenini nasıl açıklıyorsunuz?
- Nedenini şöyle izah edeyim. İzmir, tarihi 8500 yıl önceye dayanan bir yerleşim bölgesi. İyonlar'dan Romalılar'a, Osmanlılar'a kadar tüm medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Öylesine bir kültür birlikteliği yaşanmış ki, her şeyin en özeli oluşmuş burada. Her ırkın güzelliklerini ala ala, çok da güzel bir ırk çıkmış ortaya. Çok farklı kültürlerin, medeniyet ve ırkların birleşmesidir bu güzelliği getiren. Kızların güzelliğinde iklimin ılık olmasının ve zeytinyağının da etkisi var bence.
hmm..işin sırrı miks imiş
hepsiburada

16 Ekim 2006

beni kategorize etme !

1 - efendim MS Word açıla..
2 - solcu yazıla , bu kelime tarana
3 - sağ tıklana
4 - 'eşanlamlılar'a bakıla
Bir de ne görüle : devrimci , faşist , kızıl

Aynı işlem 'sağcı' yazılıp yapıla
Yine ne görüle: gerici , bağnaz , köhne

Evet Microzort'un kendi tabiriyle sağcılığı (=köhne) görülüp google sen çok yaşa denile...MS bize daha neler göstereceksin merakla beklemekteyim ¿

MS yılan hikayesine dönen Vista'yı Ocak 2007'de piyasaya süreceğini duyurdu. Bu videodan Vista nasıl bir kodlama! aşamasından geçmiş bir güzel seyredelim. (Yerden yere vurduk MS'i ;)

nobran ne demek ya ¿

nobran : kaba saba , görgüsüz
Nobranı cümle içinde kullanınız (Tee ilkokul yıllarından..)
Ben bugün nobran gördüm
(Mesaj kaygılı blog)

12 Eylül 2006

TIME

Time is,
Too slow for those who Wait,
Too Swift for those who Fear,
Too Long for those who Grieve,
Too Short for those who Rejoice...
But for those who Love, Time is Eternity

Henry Van Dyke (Teşekkürler fix)

Binary

1 ve 0 aslında çok uzaktır birbirine...
İnsanoğlu yakınlaştırır onları
Bakın 'siz cetvelde bile yanyanasınız' diye ...

06 Eylül 2006

Mor inek vs. Kırmızı Penguen



Penguenleri severim, gülerim, hep resmi giyinmelerini takdir ederim -frag-. Tüm bunlarda Selçuk Erdem'in payı yadsınamaz.

1 yıl boyunca ülkenin önde gelen şirketlerine kişisel gelişim eğitimleri veren bir şirkette çalıştım (Tüm şirketler sektörün ve ülkenin önde gelen şirketleridir ilanlarda. Sözlerimde bu tür bir sallama yoktur). Dolayısı ile bol bol 'guru'lar, kitaplar, teknikler ile meşguliyetim oldu. Seth Godin'in ünlü Mor İnek'ini hem imrendim hem kıskandım. Mükremin Çıtır ağzıyla 'şerefisizm ben bunu daha önce düşünmüştüm'. Adamın dediği ineğinizi mor'a boyayın - Milka ile anlaşması var sanırım-. Yani ürününüzü farklılaştırın, pozisyonlandırmasını ayrı yapın. Zaten bu kadar geyiği artık lisedekiler bile biliyor. Adam herkesin bildiği bir kavramı sistematik hale getirip allayıp pullayıp sundu. Al sana guru.

Bölüm 2 (Return of the Penguin): Bu bir manifestodur. Mor İnek'e karşı Kırmızı Penguen'i çıkarıyorum. Olay yine aynı: Pazarlama. Hem penguenler ineklerden daha komik ve ilgi çekici hayvanlar. Penguenleri kullanarak olayı tabana indiricem. Maksat halk yararlansın çocuklar birşeyler öğrensin. İş dünyasındaki babaların dışında da halkın buna ihtiyacı var. Bir süre sonra da Sharma'nın ipliğini pazara çıkarıcam. Du bakalım...Yalnız önce benim bi Ferrari alıp sonra modifiye ettirmem ve Cadde'de gezip merakımı aldıktan sonra onu satmam ve Doğu Anadolu'da bir yerlere gidip kovuklara girip iç dünyama dönmem lazım (Tibet çok uzak uğraşamam oralarda). Birkaç yıl bekleyin beni....Seth Godin, Robin Sharma ve Tamer Beler...Bak bu olayda isim de önemli..İstesem bu kadar güzel adım soyadım olmazdı...Sağolun anacım, babacım..

Dipnot: Bu yazıda üstte resme istinaden ''yok aslında farkımız ama biz Osmanlı bankasıyız'' reklamını hatırlatacaktım. Yine konu dağıldı.......

Günün özü

Rüyanızın gerçekleşmesini istiyorsanız, öncelikle uykudan uyanmanız gerekir.
ANDRE SIEGTRIED

bir adam vardı...canı sıkılan...tatile gitti...sıkıntı bitti...

Cuma günü Ege'nin serin sularında kulaç atıp haftasonu dönüşte İstanbul'da yağmurlu hava ile karşılanmak hiç hoşuma gitmedi. İlgili makama duyurulur..

Tatil: basit, rahatlama, eskihisar, susurluk ayranı, ayvalık, altınova, sarımsaklı, şeytan sofrası, bol su, serinlik, iş yok, malak gibi yat, kulaç at, deniz anası varmış salla gitsin, midilli .ıçımızın dibi, ayvalık tostu, cunda'ya uzaktan bakış, gün batımında sakızlı dondurma, yazlıkçılar, asil, havvv, ispenç tavuğu ve yumurtası

abi şezlongu kiralıyon mu? Yok uzandım plastiğin kalitesine bakıcam

24 Ağustos 2006

yanıyor..

Ormanlarımız her yaz olduğundan daha çok yanıyor...Onlarca yılda oluşanlar birkaç saatte gidiyor...acı..İzmir'in Selçuk ilçesine 1996'da gidip 1 ay kalmıştım...Oldukça eğlenceli geçmişti. Sık sık çevredeki hoş yerleri gezdik. Bir gün de 3 arkadaş otostopla Meryem Ana evine gitmiştik. Selçuk'tan yukarı çıkana kadar her yer yemyeşildi. Şimdi onların bitmiş&gitmiş olması çok üzücü...
Efes, Meryem Ana, Yedi Uyuyanlar biraz zorlayarak Kuşadası...Selçuk güzel yer vesselam...Eğlence yüzünden o yıl tekrar girdiğim ÖYS sonuçlarının açıklanacağı tarihi bile unutmuştum. Sabah kahvaltı ederken sınav sonuçlarının açıklandığını TV'den öğrenip doğru gazeteciye gitmek de ilginç olmuştu. Evet Boğaziçi'ni kazandığım haberini Selçuk'ta böyle lakayt! bir biçimde öğrenmiştim :)

batman

18 Ağustos 2006

yerse..

Bir süre önce şirketten Genel Koordinatörümüz ile birlikte Mecidiyeköy'de bir şirkete bir projemiz konusunda ziyarete gidilir. Araç için yer bulmak oldukça zordur. Ali Sami Yen'in yanındaki büyük otopark ta pas geçilir. Acelemiz vardır. Tekel'in yan sokağında bir yer bulunur. Park edilir. Hemen değnekçimiz -otopark görevlisi demeye dilim varmıyor. Bildiğiniz sokak - peydahlanır.
Değnekçi: Abi peşin alıyoz. 10 YTL.
Biz: (J)Ohannesburg. Sokağı almıycaz kardeşim. 1 saat kalıp gidicez.
D: Abi maç günleri böyle.
Biz: İyi de biz maça gelmedik.
D: Ha öyleyse 5 verin yeter.
Olay 5 YTL'ye halledilir.
Tarife: Maça gelen öpülür: 10 YTL
Yerse- İtiraz edilmezse: 10 YTL
Yemezse: 5 YTL
Bre öküz değnekçi yaz sıcağında tebdil-i kıyafetli iki kişi ellerinde çantalar, resmi şekilde öğleden sonra 4'te maça mı gider.

15 Ağustos 2006

12 Ağustos 2006

Fraktal


Fraktallar ile tanışmam üniversitede oldu. İlk gördüğümde çok ilgimi çektiği söylenemez. Okul değiştirip Calculus dersini tekrar alınca gördüm ki ders kitabının kapağında güzel desenli koskoca bir fraktal..İşte o zaman araştırmaya başladım...
Önce tanımını verelim:
..."öyle bir cisim olsun ki hangi noktasını alırsak alalım büyütüp baktığımızda yine başlangıçtaki şekille karşılaşalım ve bu işleme ne kadar devam edersek edelim aynı olay tekrarlansın. işte fractal, yani kendine benzerlik kavramının tanımı bu"...matematiğin aydınlık dünyası Sinan Sertöz
........
Yani büyüt büyüt aynı şeyi elde ediyorsun çok ilginç...Ama görsel güzelliklerinin yanısıra beni etkileyen asıl olay herbirinin bir kompleks matematiksel fonksiyonun yansıması olmasıydı...
Bilim + görsellik : Bir insan daha ne ister ki :) (Mükemmel kadın gibi :)
Farkları şu: Fraktallar var , mükemmel kadın ütopya
Üç dört yıl önce bulduğum bir programa gerekli parametreleri verdiğinizde ortaya çok güzel fraktallar çıkarıyordu.. Burda bol miktarda örnek var