29 Aralık 2005

Nato - Chorjavon

Kaseti Almanya'da doldurulmuş ve orda piyasaya çıkmış, müzik piyasasını altüst etmiş, Moskova'da ve Almanya'da konserler vermiş....

Sadece gözleri görünüyor, devamlı peçesiyle sahneye çıkıyor, gerçek adını bilen yok, NATO takma adını kullanıyor... Gayet manidar bir takma isim

Kafkasya doğumlu, Tacik dilinde şarkı söylüyor. Kıyafetiyle Kara Dullara benzetiliyor...

Şarkıları savaş karşıtı, ama 10 kadar silahlı korumayla dolaşıyor..

Albümün tamamı 4 Temmuz'da piyasaya sürülerek ABD'ye ufak bir gönderme yapılmış

Klibini seyredin...Gözlerinde, savaşın yorgun ve sıkıntılı ifadesi açıkça görülüyor..

http://www.natomusic.de/media.html
Alternatif adres: http://rapidshare.de/files/6967560/NATO_-_Chorjavon.mpeg.html

Bir pazarlama stratejisi mi gerçek bir karşı duruş mu göreceğiz..

26 Aralık 2005

15 Aralık 2005

" Çoğu zaman üç beş kişi için yazdığımızı sanırız, onlar bizi okumazlar.
Asıl seslendiklerimiz, hiçbir zaman tanımayacağımız, başka üç beş kişidir."
Attilâ İlhan (Atilla değil ;)

11 Aralık 2005

minimal

“To attain knowledge, add things every day.
To attain wisdom, remove things every day.”

Lao Tzu

10 Aralık 2005

takıldı...

Bazen dilime bazı kelimeler takılıyor..ister istemez tekrar ediyorum...hazırlık sınıfında 'specificity' başımın belasıydı. Bugünlerde de 'caveat emptor' ulen nerden okudum o makaleyi...En son üniversiteden hatırlıyorum bu tabiri ama o zaman böyle bir etki yapmamıştı...Ne bu şimdi ¿

Modulator Demodulator

Geçen yıl adsl modem alırken bayağı araştırmıştım. Sonuçta aldık bir tane ve şu ana kadar da memnunum. Alternatiflerden biri de AirTies'tı. Meğerse marka Türk'müş ve %30 pazar payına ulaşmış. Ben de kendi modemimi piyasaya sunacağım. Markası da 'PostModem' olacak :]

guugle

Sağolsun google beni düşünmüş bir güzellik yapmış Tamer abisine...Yoo yapma böyle şeyler şımarıyorum...

07 Aralık 2005

shuffle

Winamp'te arada bir shuffle takılıyorum..Shuffle'da 3 şarkıda bir aynı parça gelir mi yaw..ne biçim 'random function'ın var senin??

Bugünlerde entry yazarken altta devamlı 'Could not connect to Blogger.com. Saving and publishing may fail. Test connection now.' yazısı eşlik ediyor.. Sıkıldım blogger bilesin .:.:.:.

ogame bugame şugame

tam 4 sömürgem varken...emperyalizme sanal da olsa ısınmaya başlamışken...komutalarım seyr-ü seferler yaparken...plazma atıcılarım atıp tutarken...elin oğlu gelsin 214 komuta ile silip süpürsün tüm varlığını...of of..müptelası değilim ama hergün bi 10-15 dk. bakıyordum..elvedaaaaa şugame

FBI sizi arıyor

Dayıoğlundan bir sms gelir:
-'Tamer bana FBI'dan mail geldi. Illegal sitelere girdiğim için beni cezalandıracaklarmış'
Benden giden mesaj (bilmez ayaklarındayım tabi):
-Hay Allah, bakarız bişeyler merak etme yanlışlıktır belki..yine de niye girdin olm o sitelere!!
- Girmedim yaw yok öyle bişey..benim mailin şifresi şu... bi baksana şuna
- Baktım..Allah kurtarsın..arada uğrarım hem Amerika'yı da görmek istiyordum ne zamandır
- !!!?
ehehehh ah be Bilo..
74-75 kb'lik virüslü maillere dikkat..FBI'dan CIA'den bilumum yerden geliyorlar..

06 Aralık 2005

Homus Economicus
1-2 Aralık'ta Active Group tarafından Lütfi Kırdar'da düzenlenen 3. Uluslarası Finans Zirvesi'ndeydim. Gözlemlerimi aktarayım:
* Genel olarak organizasyon fena değildi. Yemekler gayet güzeldi. Katılımcılar üst düzey yöneticilerdi.
* Devlet Bakanı Ali Babacan geç geldi. Dolayısı ile program aksadı. Bir oturum tamamen iptal edildi. Konuşmacılardan kaynaklanabilecek gecikmeler için hata payları düşünülmemişti. Babacan yaşını hiç göstermiyor ve pozitif bir elektriği var. En son yapılan kurumlar vergisindeki indirim üzerinde çok durdu. Bunun bir iyiniyet göstergesi olduğu ve suistimal edilmemesi gerektiğini söyledi. Sıkı para politikasının devam edeceğini söyledi. Korumaları görev gereği çevreyi gözledi devamlı -ki bana zaman zaman komik geldi.
* IMF'ten Bredenberg ve Dünya Bankası'ndan Vorkink ilk kez burda duyduğum 'European Tiger' ifadesini kullandılar Türkiye için. Bu arada Vorkink lisansını Boğaziçi'nden aldıktan sonra Yale ve Harvard'ta okumuş. Sözlerine 'Günaydın. Nasılsınız?' diyerek başladı. 'Bundan sonra konuşmamı İngilizce devam ettireceğim' dedi.
* İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince her zamanki gibi karizmatikti. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen konuya hakimdi fakat vücut dilini sevmedim. Kendisine gelen neden her banka ayrı pos cihazı kullanıyor sorusunu Ersin Özince'ye pasladı. İş Bankası ve Garanti bu konuda bir çalışma yapmışlar sanırım.
(Bugün de pos konusunda Akbank ve Yapı Kredi işbirliği yaptı. Eskiden beri sorgularım. Mağazalarda 4-5 pos makinesi...bu pos denen cihaz hem pahalı hem ithal hem de birden fazla bankanın kullanabileceği bir meret)
* Vakko'nun hediye ettiği kravatı pek beğenmedim :(

Tamer , Lütfi kırdar'dan bildirdi........

23 Kasım 2005

Sanal yargıç
Bugün biraz sanal yargıç moduna girdim..Biraz da Braun'a bindirelim. Annem hipertansiyonu olduğu için sık sık tansiyonunu ölçme ihtiyacı duyuyor. Önceki Uzakdoğu malı artık ben çalışmıycam dediği için kendisini emekli ettik. 2 ay kadar önce Braun markalı bir dijital tansiyon ölçer alır validemiz ve bilmez ki Braun da o aletleri uzakdoğuda yaptırmaktadır. Neyse iyi markadır deriz...imaja o kadar para dökmüştür deriz..deriz de bu alet 2 aylık sürede benim tansiyonumu sadece 1 kez ölçmüştür..deneme sayım belki 50'yi geçmiştir. O bir kereyi de dalga geçmek amaçlı mı yoksa numune babında mı yapmıştır hala düşünmekteyim..Bu arada diğer tayfanın ölçümünde bir sorun yaşanmıyor..Taknik kısımda da bir eksiğim yoktur (Kelepçenin sıkılığı, kalp hizasında kolumu tutma) .. ¿? Tüketici haklarımı biliyorum ama inat ettim!
Olmuyor
Blogspot dedik..google'ın parçası dedik...bağrımıza bastık..olmuyor..ilham gelir, canın blog'una yazmak ister..uğraşırsın çabalarsın ve couldn't connect koçcum bi de sen dene deyip test your connection diye bişey sunar blogspot..test edersin nafile...teknik sorun olur her zaman dersin ...2 saat sonra ertesi gün..olmaz...yine sorun..bi daha yaparsan hostu değiştiricem ona göre..sana açık tehdittir blogspot :)

20 Kasım 2005


Kefir
Efendim benim kefir ile tanışmam geçen sene eğitimlerimize katılan bir bayan sayesinde oldu. Kendisi Ziraat Mühendisi idi ve üniversitede kefir yetiştirdiklerini ! söyledi. - yahu ne denir ki buna yetiştirmek, büyütmek , kültüre etmek - Artık her markette, köşebaşında karşınıza çıkan bu içecek kısaca ekşi ayran tadında sütün içinde büyüyen bir mantar türü - Ben o bayanın ve okuduklarımın yalancısıyım. Son zamanlarda moda olan probiyotik içeceklerden.. Sağlığa çok yararları varmış. Son markete gittiğimde muzlusunu da gördüm (Dolapta bekliyor).
Burda ayrıntılı olarak nedir nasıl yetiştirilir bilgisi bulunmakta..Baştan tadı kötü geliyor ama sonra alışıyorsunuz. Evde tamagotchi gibi kefir büyüten insanlar çoğalacak galiba..
"Biz ikinciyiz ama bizimkisi 77 cm. "
Atlasjet reklamından..

15 Ekim 2005


Gece , Melek ve ...
Daha önce Tayfun'un çektiği fotoğraflardan bahsetmiştim. Bu tatlı kızı anlattı biraz bana. Adı Melek. Diğer fotoğrafları da burda bu meleğin.
Türkçe Blog
Ben ilk blog yazmaya 2002'de başladım. Bana biraz günlük tutmayı hatırlattığı için biraz da meraktan başladım. Zaman buldukça birşeyler çiziktirmeye çalışıyorum. Başladığım zamanı hatırlıyorum da 'kardeş ben blog açtım' deyince millet doğal olarak o ne yenir mi içilir mi diyordu. Şimdi öyle mi ya....her taraf blog'dan geçilmiyor. Hiç şikayetçi değilim ama takip etmekte zorlanıyorum. Bir ara iş yoğunluğu sebebiyle blog'lardan çok uzak kaldım. Sonrasında patlama olmuş. Türk blog siteleri , blog arama siteleri , scriptler , birlikler , kardeşlikler ...Sanırsın ki blog'u olmayana kız vermiyorlar..Gazetelere , dergilere de konu oldu /olacaktır. 2002 yılında benim hatırladığım 15-20 Türkçe blog vardı. Şimdi ise binlerce..Bırakın insanlar 'iletişmenin' zevkini çıkarsın. Daha yaşanacak çok metamorfozlar var
Bu akşam NTV'de Arka Sayfa programını seyrettim. Konuk Perihan Mağden'di. Arasıra yazılarını okurum. Bazen ilginç cümleleri oluyor. Bu gece de zaman zaman düşündüğüm bir konuya açıklık getirdi. Kendisi birkaç önce günlük yazılardan haftalığa geçtiğini ve hayatının oldukça kolaylaştığını söyledi. Tamamen katılıyorum. Köşe yazarlığı zor iş ...hergün belirli bir yeri doldurmak adına fikirlerinizi duyuruyorsunuz. Başta hoş gelebilir ama 5-10 sene sonra malzeme sıkıntısı çekildiğini sanıyorum. Öyle ki eften püften bir konuyu 3-5 gün işleyen tipler var. Herhalde yazdıktan sonra bugünü de atlattık diye içlerinden geçiriyorlardır. Zor iş...Düşünsenize izinleriniz dışında hep gazeteye /dergiye birşeyler yetiştirmek zorundasınız. O gün çok keyiflisiniz gezmek dolaşmak istiyorsunuz..belki yapıyorsunuz ama onu bile malzeme olarak kullanıyorsunuz...hem özel hayatınız sınırlanıyor hem de hep bir bişeyler 'çıkarma' çabası (bunun daha kaba tabirini kullanırım genelde :) ... Perihan Mağden bu konu için 'sinekten yağ çıkarmak' dedi. Doğru söze ne denir. Ben genelde yazma işlemini sindirim sonrası 'çıkarma' işlemine benzetirim. Yalnız onda her zaman 'çıkan ürün' kötü oluyor. Yazarlıkta çoğunlukla iyi..

Zaman zaman da konu bulamamaktan birilerine sataşıp 'polemik oluşturmak'lar!! Bence köşe yazarları belirli bir süre ara vererek yapmalılar bu işi..

11 Ekim 2005

Atilla İlhan - Ağustos Çıkmazı
Geçen ay alttaki iki mısrayı girmiştim. Yaşar'ın son albümünden Beni Koyup Gitme şarkısına ait...daha doğrusu yeni kaybettiğimiz Atilla İlhan'ın Ağustos Çıkmazı şiiri..son zamanlarda çokça söyler olmuştum..içime mi doğdu acep?

Beni koyup koyup gitme, ne olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup koyup gitme, ne olursun

Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin, çocuğun olur
Beni koyup koyup gitme, ne olursun

16 Eylül 2005

''kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok ...........''

13 Ağustos 2005

Don Savar
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Menekşe plajında donla denize girenlere 2.5 YTL'ye mayo satmaya başlamış. Şimdi de kıyafette sübvansiyon başladı :)

"Almanya muhalefet partisi lideri Angela Merkel ve Fransız İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin içinde bulunduğu AB politikacılarının, Türkiye’nin 25 üyeli bloğun kültürünü paylaşmadığı yolundaki sözlerinden sonra Türkiye, kendine çekidüzen veriyor. Aylık asgari ücretin 265 dolar olduğu ülkede, hükümetin denize girenleri giydirme eylemi, zengin- fakir ayrımı konusunda bir tartışmayı teşvik etti" denildi.

- Beyler! donla denize girmek yasaktır...
- Ne yani donsuz mu girelim !?!

31 Temmuz 2005

Yol Ayrımı
* İşte arkadaşım Tayfun'un fotoğraf çalışmalarından bir demet. Fotokritik'i de onun sayesinde keşfettim. Hem çektiğiniz resimleri yükleyip eleştirileri alıyorsunuz hem de diğer çalışmaları eleştirebiliyorsunuz. Özellikle 'Yol Ayrımı' adlı çalışmasını görüntülerken Mavi Sakal'ın İki Yol parçasını dinlemem de güzel bir tesadüf oldu. Yeni çalışmalar bekliyoruz Tayfun.
'İki yol var demiştim
Hangisini seçeyim.
Korkma bebeğim
Hepsinin sonu aynı.'

* Images of Turkey. Burası da ticari amaçlı da olsa sınıflandırılmış Türkiye fotoları içeren bir site. Güzel çalışma

08 Temmuz 2005


Yöneticiler “pansuman” yapar.
Liderler “ameliyat” yapar.
Lider Yöneticiler ise “koruyucu hekimdir”.

29 Haziran 2005


Kavvun...Bugünlerde kavun denen meyvesiz yapamıyorum. Evde eksik etmiyorum. Sıcakta canım yemek yemek istemeyince hemen kavun...bugün işteyken gözümün önünden kavunlar geçti..ve öğle yemeğinde kavun vardı..keşke başka bişey dileseymişim :P aşermenin değişik bir versiyonunu yaşadığımı söyleyebilirim. Şu blogu yazıyım doğru buzdolabına buzzz gibi kavun yemeye..Ülkede kavun kıtlığı çekilirse benden bilebilirsiniz...Kavun da kavun..............

19 Haziran 2005

06 Haziran 2005

Kahve dökmece...Yukarıdaki menüden nuke seçerseniz bombalıyor..Flood seçerseniz sel basıyor ve bir süre sonra balıklar basıyor siteyi...Oldukça eğlenceli

02 Haziran 2005

Obrigado..
Portekiz'den bi arkadaş blog sitesinde The Blog World kısmında tüm dünyadan blog'lara link vermiş. Türkiye'den de beni ve plasticwings'i eklemiş. Tanımam etmem ama yine de 'obrigado meu amigo' . Portekizce İspanyolca'ya benziyor......

01 Haziran 2005

İ(T)Ü
Bir milletvekilimiz ‘Eğer terörist yetiştirdi diye eğitim kurumunu kapatırsanız, mesela Siyasal’ı, ODTÜ veya İTÜ’yü kapatmanız lazım' dedi. Adama kızdılar. Niye kızıyorsunuz ki? Ben İTÜ'deyken aldığım Terörizm Teknikleri , Dağlarda Yaşam gibi dersleri çok sevmiştim. Terörizm ile ilgili tüm derslerim en az BB idi. Boğaziçi maalesef bizi bu tür derslerden mahrum etti. En kısa zamanda orda da bu tür derslerin açılması dileğiyle...

29 Mart 2005

Ne alaka¿
Kaz tüyü ve tenis topu ayrılmaz ikili olabiliyor(muş). Yazı çok ilgimi çekti. Kullanma talimatlarında hala Türkçe'nin yer almamasını hayretle ve esefle izlemekteyim. Adamlar bizimle ticaret yapıyor, bizden para kazanıyor ama hala Türkçe yok. Yabancı malları kullananların hepsi belli başlı üç dili bilmek zorunda değil. Şirket olarak sen bunu yapmak zorundasın. Kızıyorum çünkü şu an gözümün önünde Xerox Business kategori yazıcı kağıdı var. Xerox'un tüm dünyada ve Türkiye'de sektörün önde gelen şirketlerinden biri olduğunu biliyoruz. Biliyoruz da bu paketin arka tarafında bırakın belli dilleri, S (İsveç) , DK (Danimarka), P (Portekiz), CZ (Çek) dilleri artı başka dillerde de açıklama var. Bu ülkelerin nüfusunu toplasan bi İstanbul etmez. TR koysan ölürsün! Tabi Türkçe içeren kullanım talimatları olanlar da var farkındayım. Bugün Xerox'u günah keçisi seçtim.

16 Mart 2005

Gmail Invitation..
Hala Gmail alamayan varsa mail atsın...Elimde 20 kadar invitation mevcuttur.